Film Analizleri
“Beni Sevenler Listesi” ve Uyuşturucu Kültürü

Emre Erdoğdu’nun 2021 filmi, Beni Sevenler Listesi’nde Yılmaz adlı bir torbacının hikayesi anlatılır. Cihangir sokaklarında geçen siyah-beyaz filmde uyuşturucu kültürü bir satıcının bakış açısından seyirciye aktarılmıştır. Yılmaz karakterinin içsel çatışmaları ve insanlarla ilişkilerinin hayat seçimleri sebebiyle nasıl etkilendiği gösterilmiştir.

Film karakterleri Yılmaz, Cihangir’de uyuşturucu sattığı arkadaşları ve başka torbacılardır. Filmde Yılmaz’ın uyuşturucu bulma çabasını ve bu sebeple başından geçen olaylar detaylandırılarak anlatılmıştır. Karakterin toplumda yer edinme ve sevilme isteğine odaklanmıştır. Karakterle beraber, bir uyuşturucu satıcısı olmanın başlangıçtan sona kadar nasıl işlediğini, toplumdaki yeri ve başkalarıyla ilişkileri seyirciye anlatılmıştır.

Yılmaz’ın Kendine Bakış Açısı

Filmin daha başlarından Yılmaz’ın stiliyle ve kendini taşıma biçimiyle karakteri ve mesleğine bakış açısı seyirciye anlatılmıştır. Yılmaz’ın özgüveni yüksektir; insanlarla konuşma biçimiyle, takıldığı insanlarla ve giyimiyle bu gösterilir. Genelde hep ünlülerle takılır ve onlarla beraber eğlenir, hatta onları dostu olarak görür onların torbacısı olmasına rağmen. Tarzı hep ön plandadır ve karakterin kendine bakış açısını seyirciye belli eder. Hep giydiği ceketin arkasında “Forever or Never” (Hep ya da Hiç) yazar, yakın kamera çekimleriyle dikkat çekildiği sahneler vardır. Bu ceket onun bir statü sembolü gibi kullanılmıştır, her zaman arkasında duran kendi stilini diğer stereotipik torbacılardan ayıran bu cekettir. Küçük düşürüldüğü anlarda bu ceketi havasını kaybetmektedir, son sahnede yakalandığı anda bile hala arkasındadır.
Başka karakterlerle çatıştığı sahneler diğer torbacılarla etkileşimiyle seyirciye gösterilmiştir. Yeni patronu ona eğitmesi için gençler yolladığında onlara karşı tavrı kendisini bir torbacıdan daha üstün gördüğünü ve yaptığı işi başkalarının yapamayacağına inandığını göstermektedir.




“Dışarıdaki insanlar mesela sizden bir şey alır mı zannediyorsunuz? (...). Bi tipinize bakın.”
Bu replikle beraber başka torbacılara bakış açısı ve konuşma biçimi seyirciye verilmiştir. Kendisi ile aynı işi yapan insanlara karşı kendini daha üstün gördüğü açıktır ama filmin de ortaya koyduğu gibi aslında o da onların bir parçasıdır. Bunun açık olduğu sahneler filmde karakterin İzmir’e gittiğinde etkileşimleridir. İzmir’de tanıştığı uyuşturucu satıcıları onu küçük düşürmüştür, torbacı olarak hitap ederek Yılmaz’ın aslında dalga geçtiği tiplerden onların gözünde pek bir farkının olmadığını yüzüne vurmuştur. Ünlülerin onun gibi bir torbacıdan almayacağını iddia ederek aslında Yılmaz’ın eğitmesi gereken torbacılara yaptığı muamelenin aynısını yaparak onu aşağılamıştırlar.


“Ben ünlülere satıyorum”
Yılmaz’ın yakalandığında söylediği cümleyle beraber, hapse girerken bile toplum içinde nasıl bilinmek istediği ve insanların ona bakış açısının yükseklerde olmasını istediği anlatılmaktadır. Yine kendisini diğer torbacılardan ayırıp daha yüksek bir kesime dahil olma çabası olduğu açıktır ve İzmir’de duyduklarının aksine yüksek bir imajla son sahneyi kapatmak istemiştir.

“Onlar benim arkadaşlarım.”

Filmin başlarında Yılmaz hep bir yerden başka yere giderken görülmektedir, kendisi hiç yalnız kalmaz ortamdan ortama herkesin çağırdığı ve geldiğinde de hep sevgi gösterdiği bir karakterdir. Hiç tek başına kalmayan ana karakter, film ilerledikçe gittikçe daha az kişinin ona ihtiyacı olduğunu fark etmektedir. Sonlara doğru hiç kimsesi kalmamıştır, en yakın gördüğü arkadaşları bile sokakta selam veremeyecek hale gelmiştir ve kimse ona artık muhtaç değildir. Uyuşturucu satmanın onun toplumda bir yer edinmesini sağlamış olduğu ve insanların ona ancak bu şekilde değer verdiğine dikkat çekilmiştir. Torbacılık yapmaya bu sebeple muhtaçtır kendisi çünkü artık sattıkları insanlar arkadaş yerine müşteri olmuştur ve onları malsız bıraktığı anda dışlanmış ve gereksiz sayılmıştır.


İnsanların sevilme ve bir yere ait olma isteğiyle birlikte insan olmanın ortak yanlarına değinilmiştir. Toplumun insansı görmediği bir kesimden olan Yılmaz’ın aslında sadece diğerleri gibi topluma dahil olmak ve arkadaşlarıyla vakit geçirmek istediği vurgulanmıştır.
Film boyunca Yılmaz ve arkadaşlarının aslında bir çıkar ilişkisinde olduğu seyirciye belli edilmiştir. Yılmaz onlara arkadaşım dese de uyuşturucu satamadığı dönemde kimse onu aramaz ve onunla takılmak istemez. Derdini dinleyecek, dostluk yapacak kimsesi yoktur ve arkadaşlarına tekrar sahip olabilmek için çıkacağı seviye İzmir’e yolculuğunda gösterilmiştir. İzmir’deki sahnelerinde hissettiği stres ve acınası görünüşüne dikkat çekilmiştir, hem çekim stiliyle hem de hislerinin dışa vurulmasıyla. Karakter ne kadar korksa da bunu yapmayı sadece arkadaşlarını geri kazanmak için göze almıştır. Çünkü o da sadece herkes gibi sevilmek ve istenmek istiyordur aslında.

“Ben bu işe nasıl başladım, biliyor musun?”

Hem filmi başlatan hem de sonunu veren bu replikle uyuşturucu satıcısı olmaya başlamasının hikayesini anlatmaktadır ana karakter. Aslında farkında olmadan arkadaşlarına vererek adım adım bir torbacıya dönüşmüştür. Önce arkadaşları olan bu grup artık uyuşturucu getirmeyi ona bir görev olarak bulmuştur ve satmadığı zamanlarda onunla konuşmayı kesmiştir.


Filmin bazı kısımlarında arkadaşına yaptığı filmleri gösterdiği görülebilmektedir. Asıl tutkusunun yapımcılık olduğuna değinilmesine rağmen hala uyuşturucu satmaktadır ve işine bakış açısı bir zorunluluk taşımaktadır. Bu kadar kolay hayatının rotasının değişmesi ve kendini korkunç olayların ortasında bulması bu olayların herkesin başına gelebileceğini ve Yılmaz’ın doğuştan farklı olmadığını, sadece hayatın onu bu noktaya getirdiğinde değinilmiştir.

Uyuşturucu Kültürü

Filmde endüstride uyuşturucu kullanımının yoğunluğuna ve normalleştirilmesine dikkat çekmekle beraber bir uyuşturucu kültürünün varlığına değinilmiştir.

“Efendi çocuğa benziyorsun.”

Bu repliğin tekrar tekrar Yılmaz’a söylenmesi, bir torbacı görünümünün varlığını ve bunun stereotipler ile geldiğini açıklamaktadır. Uyuşturucu satıcısı olarak hala bir kimlik yaratma ve toplumda yer kazanma hedefleri olduğu gösterilen karakterin çabaları ister istemez seyirciyi ona karşı sempati duymasına ve hatta bazen acımasına sebep olmaktadır. Başka filmlerde ve dizilerde genellikle kötü karakter olarak tipleme yapılan torbacı karakterlere karşın sempatik olan Yılmaz, stereotipleri arkada bırakan bir temsildir. dikkat çekmekle beraber bir uyuşturucu kültürünün varlığına değinilmiştir.


Sonuç olarak, Beni Sevenler Listesi filminde bir torbacının hikayesi satmaya başlamasından yakalanmasına kadar anlatılmıştır. Film boyunca ana karakter Yılmaz’ın başından geçen olaylar ve tanıştığı karakterler ile hem mesleğinin getirdikleri ve toplumun ona bakış açısı, hem de kendi içinde yaşadığı sorunlar gösterilmiştir. Özgüveni ve mesleğine bakış açısının film boyunca değişimi arkadaşlarıyla ilişkileri ve uyuşturucu bulma çabasıyla gittiği yerler üzerinden gösterilmiştir.

Deniz Koçak
This site was made on Tilda — a website builder that helps to create a website without any code
Create a website