Dizi Analizleri
Jules Vaughn'un Cinsiyet Kimliği: Euphoria Özel Bölüm 2
Jules Vaughn

Jules, Euphoria dizisinde karmaşık ve gizemli bir geçmişe sahip olan yeni kız olarak tanıtılır. Taşındıktan kısa bir süre sonra, ayık kalmaya niyeti olmayan uyuşturucu bağımlısı Rue ile yakınlaşmaya başlar. İlişkileri gittikçe daha da fazla derinleşir ve aralarındaki bağ yavaş yavaş bir arkadaşlıktan fazlasına dönüşür. Dizi Jules'un karakterini Rue ile olan bağlantısı üzerinden incelemektedir fakat daha çok bağımlılıkla mücadele eden ve Jules için temiz kalmaya çalışan Rue'nun hislerine odaklanılmaktadır. İlişkileri, Rue'un ayık kalmak için Jules'dan olması gereğinden fazla destek almasıyla birlikte karmaşık bir hal alır ve Jules'un uyuşturucu bağımlısı olan annesiyle olan ilişkisiyle paralellikler göstermeye başlar. Her iki karakterin de kusurları vardır ve kendi sorunlarıyla mücadele etmektedirler, bunlar da aralarındaki toksik ilişkide rol oynamaktadır. İlk sezonun son bölümü Jules ve Rue'un şehri terk etmeyi planlamasıyla sona erer, ancak Rue son anda vazgeçer ve Jules da onu geride bırakır bu da Rue'un tekrar uyuşturucu kullanmasına sebep olur.

Özel Bölüm 2

Özel bölüm boyunca Jules bir terapistle konuşmaktadır. Rue'un bağımlılığının ve aralarındaki toksik ilişkinin kendisi üzerinde yarattığı etkilerden bahsetmektedir. Bunun yanı sıra cinsiyet kimliği ve artık nasıl kendini farklı biri olarak gördüğü hakkında konuşmaktadır. Bu bölüm Jules'un karakteri için bir dönüm noktasıdır çünkü dizi boyunca bağımlılığın ve Jules'un davranışlarının sadece Rue'un üzerindeki etkilerine değinilmiştir ama ilk defa bu bölümde anlatılanlar Jules'un olaylara bakış açısının temsilidir.

Jules’un Cinsiyet Kimliği
“Eğer erkekleri fethedersem, kadınlığı da fethederim..”

Dizi boyunca Jules, henüz reşit olmayan bir kız iken kendisinden çok daha yaşlı ve evli erkeklerle cinsel ilişkilere girerken görülmektedir. Arkadaşları onu "sürtük" olarak tanımlar, ancak bu ilişkileri gösteren kliplerde hiçbir zaman ne bu cinsel eylemlerden zevk aldığı ne de isteyerek yaptığı görülmemektedir. Jules'un erkeklerle ve seksle olan bu karmaşık ilişkisi, cinsiyet kimliğini ve genç bir trans kadın olarak kendini dünyaya nasıl sunmak istediğini derinden etkilemektedir.

Jules erkeklerle karşılaşmalarını kadınlığını ve kadınlığının onaylamasının bir yolu olarak görmektedir, daha önce 7. bölümde belirtildiği gibi kendisi erkekleri fethederek kadınlığını fethedebileceğine inanmaktadır. Eski Jules, bir erkeğin ideal bir kadından ne istediğine dair fikirleri içselleştirmiş ve kimliğine yerleştirmiştir. Ancak özel bölümde, artık erkeklerin bir kadında ne istediğine dair düşüncelerinden kendini soyutlamak istediğini belirtmektedir ve bu da eski fikirlerine karşıt olan yeni bir kimlik yaratma çabasında olduğunu göstermektedir. Bir karakter ve bir kadın olarak değişimi, artık erkeklerle ya da erkeklerin ne istediğiyle ilgilenmediğini, dolayısıyla da kendi kadınlığının ve feminenliğinin erkekler etrafında şekillenmesini istemediğini belirtmesiyle gösterilmektedir. Artık sadece erkekleri cezbetmek ve onları kendi kadınlığını onaylamanın bir yolu olarak kullanmak için kimliğini performatif sebeplerden daha kadınsı gösterme fikri ile takıntılı değildir. Bu, Jules'un bedenini eskiden gerekli gördüğü kadınlık standartlarından sıyırıp kendi kişiliğine kavuşmasının ilk adımları olarak görülebilir. Görünüşündeki değişim, özel bölümden sonra çıkan ikinci sezondaki moda seçimlerinin farklılığından ve hatta pembe elbiseler ve eteklerle aşırı kadınsı bir görünüm sergilediği ilk sezonun aksine, daha unisex kıyafetler giymeye başlamasından açıkça görülebilmektedir.

Cinsiyet uyum süreci, 7. bölümde Jules tarafından bir oyuna benzetilmektedir; kadınsı kıyafetler giymek, makyaj yapmak ve hormon almak ona göre kadınlığı fethederek bir seviye atlayışı olarak görülmektedir. Ancak özel bölümde Jules, buna karşıt olarak, vücudunda erkekler tarafından arzu edilmeyen değişikliklere izin vermek için hormon blokerlerini bırakmayı önermektedir. Eskiden ergenliği kendisini kadından erkeğe dönüştürecek bir genişleme veya bir kalınlaşma olarak gördüğünü ve bunun da onun için kadınlığı sonsuza dek ulaşılmaz kılacağını düşündüğünü anlatmaktadır. Bir zamanlar çok korktuğu bu büyük değişim yönünde bir adım atmaya açık olduğunu ve eski fikirlerine karşıt duygularını da bir metaforla açıklamaktadır.

"Okyanus kadar güzel olmak istiyorum çünkü okyanus çok güçlü ve bir o kadar da çok kadınsı"
Cinsiyet kimliğini okyanusla kıyaslamasıyla eskiden korktuğu genişlemenin artık onu korkutmuyor olmadığı gösterilmektedir, çünkü cinsiyeti de okyanus gibi geniş ama aynı zamanda kadınsı ve güçlü olabilmektedir. Trans olmak, Jules için ruhani bir şeydir, tüm sınırları aşan, ona ait olan ve asla standartlara ya da kurallara uymak zorunda olmayan. Kimliğinin ve kendine bakış açısının değişimi bu bölümde Jules'un hem cinsiyet kimliği hakkındaki konuşmalarından hem de Rue ile ilişkilerinden bahsedişinden anlaşılmaktadır. Dizide yan karakter olmasından hep tek taraflı bir şekilde gösterilen karakter, bu bölüm sayesinde ilk defa farklı bir bakış açısından ele alınabilmiştir ve karakterin derin hisleri seyirciye etkili bir biçimde aktarılabilmiştir.

Deniz Koçak
This site was made on Tilda — a website builder that helps to create a website without any code
Create a website