Dizi Analizleri
Siyahi Kadınların Lezbiyen Topluluklardaki Yeri: Maxine Chapman'ın Hikayesi
"A League of Their Own" dizisi, 1943'de kurulan Amerikalı Kadınların Profesyonel Beyzbol Ligi'nin seçmelerine katılmak için Chicago'dan gelen ev hanımı Carson Shaw'ın hikayesini anlatmaktadır. Dizi, o zamanların lezbiyen kültürüne dair önemli unsurlar içermektedir ve ortak bir beyzbol tutkusuyla toplanmış olan bu kadınların hikayesini anlatmaktadır. Bu makale, beyaz ve erkek çoğunluklu olan sporun içinde kendi yolunu kazan siyahi lezbiyen bir kadın olarak diğer karakterlerden ayrılan Maxine Chapman karakterine ve onun hikayesine odaklanacaktır.

Siyahi Bir Kadın Olarak Toplumda Atması Gereken Ek Adımlar

Maxine'in karakteri ve hedefleri, dizideki başka bir karakteri olan Carson'ı yansıtır, ikisi de beyzbola çok tutku doludur ve bu rüyaya bir şans alabilmek için hayatlarını terk etmeye hazırlardır, fakat çevresindekilerden destek alamamaktadırlar. Duyuru yapıldıktan sonra, ikisi de takımda bir yer kazanabilmek için fırsatı kaçırmadan seçmeye girerler. Başlangıçtaki hedefleri aynı olsa da, Carson takım seçmelerindeyken, Maxine alandan atıldığı için seçmeye bile giremez. Carson takıma kabul edildiğinde, Maxine sadece herhangi bir beyzbol takımının seçmelerine girebilmek için başka yollara düşmek zorunda kalır. Seçmeler sırasında dışarı atıldığında hiçkimsenin onun için ses çıkarmaması ve hayalini kurduğu alanlardan dışlanması, siyahi olmayan diğer karakterlerin kolayca elde edebildiği şeyler için çok daha fazla çalışması gerektiğinin göstergesidir. "Tarihi olarak, kadınların cinsellik, ahlak, karakter, güzellik ve davranışı hakkındaki ırksal kavramlar, siyahi kadınlığı, beyaz kadınlığın normatif durumuna göre düşük dereceli olarak göstermektedir" (Moore, 2006), bu da, Maxine'in hikayesinin ana akımdan gizli ve dizideki karakterler tarafından Carson dışında görülmeyen bir karakter olduğu anlamına gelir.



"Hiçbir zaman bir takımım olmadı, hiçbir zaman bir şansım olmadı, en azından gerçek bir şansım olmadı."
Siyahilerin oynayabildiği takımda oynamaya bir şans kazanabilmek için fabrikada çalışmak zorunda kalır. Bu yüzden fabrikada iş almak için kendini bir erkek gibi göstermek zorunda kalır ve annesinin haberi olmadan çalışabilmek için de sabahları annesinin kuaföründe çalışmaya ve gece vardiyası için fabrikada çalışmaya uğraşmaktadır. Fakat, fabrikada çalışmasına rağmen beyzbol koçu seçmelere katılmasına izin vermez ve Maxine kendini sahada gösterebilmek için koça bir teklif sunar ama yerine getiremez. Siyahi olduğu için kadın takımında oynayamaz ve kadın olduğu için siyahilerin takımına seçilemez. Sadece ırkı sebebiyle alamadığı şanslar, cinsel yönelimine olan bakış açısını ve kendini keşfetme sürecinde yaşadığı aksaklıkları etkilemektedir, bunlar da makalenin bir sonraki kısmında ele alınacaktır.

Hem Siyahi Hem de Kuir Kimliklerini Kabullenme Süreci


Maxine açıkça homofobik ve transfobik olan annesi tarafından büyütülmüştür, annesinin bu açık nefretinin serinin sonraki kısımlarında tanıtılan Maxine'in amcası olan Bert sebebiyle şekillendiği anlatılmıştır. Amcası trans bir erkektir, kendisi aileden tamamen soyutlanmıştır ve konuşmalarında bile hiç yer almamaktadır, her sözü geçtiğinde de Maxine'in annesi açık bir şekilde sinirlenmektedir. Bu sessizliğin ve sinirin gerçek sebebini öğrenmek isteyen Maxine, amcasını ziyaret eder ve yavaşça onunla bir ilişki kurmaya başlar. Bert, onun kuir topluluğuna geçişinde yardımcı olan ve ona destek olan bir ailevi figür olarak gösterilir.




Amcası tarafından tanıştırıldığı kuir topluluk, hikayedeki beyaz karakterlerin bağlantılı olduğu kuir topluluklardan çok uzaktır. Gittikleri partiler bile farklı unsurlar taşır, siyahilerin toplandıkları parti Bert'ün tüm kasabanın uzağında olan evindedir. Evinin konumu, trans bir adam olduğu için toplumdan ne kadar dışlandığını gösteren bir metafor olarak kullanılmıştır. Siyahi olmayan kuirlerin gittiği parti ise saklı olsa bile yine de toplumun içerisinde bir gece kulübündedir.




Dizideki bütün kuir karakterler homofobiden etkilenmektedirler ve bu sebeple de kendi kimliklerini saklamak zorundadırlar. Maxine'in durumu da bundan farklı değildir ve hatta kendi etrafındakiler tarafından daha fazla yargılanmaktadır. Kendi en yakın arkadaşı bile, trans olan amcası hakkında ucube diyerek bahseder. Kendisini toplumdan dışlanmış hissettiğinden, amcasıyla beraber görülmekten çekinir çünkü diğerleri tarafından “gey, kuir, komik, or a bulldagger (homofobik bir lakap)” olarak damgalanmak istemez. Bu lakaplar siyahi toplulukların içine işlenmiş yaygın olarak kullanılan ve bu toplulukların dini, sosyal veya biyolojik sebepler göstererek gerekçelendirdiği genel homofobik tavırlarını göstermektedir (Moore, 2006). Dizide hissettiği homofobinin yakın çevresinde bulunan insanlardan gelmesi Maxine'in kendi kimliğini kabul edebilmesini de zorlaştırmaktadır.

Bunun başka bir örneği ise Maxine'in annesini onun cinsel yönelimi hakkında konuşurken duyduğu sahnede gösterilmiştir. Annesi onun bir "invert" olduğundan şüphelenmektedir ve bunun olmasını engellemek için uğraşmaktadır. Aralarındaki bu problem dizinin sonunda Maxine'in annesiyle bir konuşmasında son bulur ve annesi onun hayatı boyunca bir kocası olmayacağını hep bildiğini söyler. Cinsel yönelimini bildiği için aslında onun bir erkeğe ihtiyaç duymadan rahatça bir hayat yaşayabilmesi için ona iş olanakları sunduğunu söyler ve Maxine'e yaptığı bütün baskıları da böyle gerekçelendirir. Ama annesinin bu korumacı tavırları aslında onun için hiçbir şey ifade etmemektedir çünkü hala toplumdan ve en önemlisi yakın çevresinden dışlanmış hissetmektedir.



Maxine'in Cinsiyet Sunumu

Maxine'in cinsiyet sunumu biraz karmaşıktır çünkü onun tek kuir rol modeli trans olan amcasıdır. Hep maskülen olarak kendini ifade eden amcasının aklında lezbiyen kadınların da böyle bir sunuma sahip olması gerektiği hakkında fikirler de bulunmaktadır.
Ayrıca, fabrikada çalışabilmek için bir süre erkek taklidi yapmak zorunda bırakılmıştır, tıpkı annesinin sadece bir erkek ismine sahip olduğu için kuaförü kiralayabilmesi gibi. Bunun içerisinde o yıllarda kadınların haklarının sınırlı olması ve özellikle finansal alanlarda bir erkeğe ihtiyaç duymak zorunda bırakılmaları da Maxine'in daha maskülen bir sunuma yönelmesinin daha makul olarak görülmesinin sebebi olarak gösterilebilir.


Onun kuir topluluğa girişini sağlayan amcası, ona bir takım elbise diker ve partisine giderken onu giymesini söyler. Ama, Maxine takım elbisenin ceket kısmını giymeyi tercih etmez ve maskülen ile feminen sunumun ortasında bir şekilde kendini göstermeyi seçer. Ayrıca amcası onun saçını kısa ve maskülen bir tarzda keser, dizinin önceki bölümlerinde annesinin feminen kestiği sahneye bir paralel olarak.


"A League of Their Own" dizisinde, kendilerini daha feminen (femme) veya maskülen (butch) bir şekilde sunan ve kendilerini bu şekilde adlandıran karakterler vardır. Bu karakterler, gece kulübünde ki sahnede Carson'a bu etiketleri ve lezbiyen toplum içinde kişilendirmenin nasıl yapıldığı hakkında bilgi verirler. Carson ve Maxine ise bu etiketlere karşı, kendilerini "butch" veya "femme" olarak hissetmemeleri ve kendilerini böyle tanımlamak istememeleri üzerinden bir bağlantı kurarlar. Lezbiyen ilişkilerdeki bu cinsiyet rolleri ve etiketlerinin geçmişteki tarihine bakarsak, cinsel etkileşimlerin yapılandırılmasına olanak tanımaktadırlar. Şimdi ise, cinsiyet sunumu "butch" ve "femme" etiketleri, "lezbiyen sosyal dünyasının üyelik ve düzenini yapılandırmaktadır" (Moore, 2006). Bu durumda, bu etiketlerin kullanımı, özellikle feminen veya maskülen olan bir şekilde ifade edebilme özgürlüğünü lezbiyenlere sağlar.



1970'lerde, kadın hareketi sırasında, lezbiyen-feministler, lezbiyenler arasında yaygın feminen ve maskülen cinsiyet göstergelerini değiştirmek için bir tutum almıştır ve kadınların daha androjen cinsiyet sunumlarına doğru gitmesini doğru bulmuşlardır (Moore, 2006). Beyaz olmayan kadınlar ve çalışan sınıfı kadınlar ise bu androjen ifade biçimlerinin beyaz orta sınıf lezbiyenlerinin bir kültürel eseri olduğunu öne koymuşlardır. Bu, siyahi lezbiyen topluluğun daha cinsiyetli bir cinsiyet sunumu olması için savaştığı anlamına gelmektedir ve bu da bazen siyahi toplulukların içinde daha kısıtlayıcı feminen ve maskülen dinamiklerin olmasının sebebi olarak gösterilebilir. Bu anlamda, siyahi lezbiyenler, topluluğundaki bu normlara bağlı kalarak daha tutarlı bir cinsiyet sunumu oluşturmak zorunda kalmakta olup kendini feminen veya maskülen kalıplara bağlı olarak sunmak zorunda kalabilirler. Maxine, kendisi siyahi bir kadın olarak, etrafındaki lezbiyenlerin açıkça feminen ve maskülen sunumlarını görebilmektedir. Özellikle, amcasıyla oynanan sahne sırasında takım elbisenin tamamını giymeyi reddederek, topluluğundan yöneltilen normlara uymamayı ve daha androjen bir şekilde kendini sunmayı tercih ettiği görülmektedir, bu da kendi topluluğunun içinde bile cesaret gerektiren bir hamle olarak değerlendirilebilir.

Maxine Chapman, ağır baskı altında ve göz ardı edilen bir topluluğun hikayesini göstermektedir ve karakteri, ait olduğu topluluğun sesi olmasına izin vermektedir. Kendi olmaya cesaret eden, her zaman güçlü bir karakter olarak gösterilmektedir ve karşılaştığı zorluklara rağmen sonunda başarıyı elde edebilir. Karakteri de siyahi bir lezbiyenin televizyon tarihinde güçlü bir temsili olarak gösterilmektedir.

Deniz Koçak
Kaynakça:
Moore, M. R. (2006). Lipstick or timberlands? meanings of gender presentation in Black Lesbian Communities. Signs: Journal of Women in Culture and Society, 32(1), 113–139. https://doi.org/10.1086/505269

This site was made on Tilda — a website builder that helps to create a website without any code
Create a website