Dizi Analizleri
Televizyondaki Uyuşturucu Kullanımı Tasvirleri Caydırıcı mı?, "Euphoria" ve "Feel Good" Karşılaştırması
Bu yazı, medyanın artık hayatı daha gerçekçi bir şekilde göstermeye başlaması ve bunun insanlar tarafından beğenilmesi üzerine gelişen, son senelerde daha popüler bir konsept olan uyuşturucu tasvirleri üzerine yapılmış iki dizi Euphoria (1.sezon) ve Feel Good’u ele alacaktır.
Euphoria, çıktığından beri gençler arasında hem karakterlerin giyim tarzları ve kişilikleri hem de dizinin tamamının estetikliği sebebiyle çok popüler olmuştur. Bunun yanı sıra, Feel Good’un ise büyük bir fan kitlesi yoktur.

Ortak olarak iki dizinin ana karakterleri uyuşturucu bağımlılarıdırlar, feel Good’daki Mae yetişkin bir komedyendir, Euphoria’daki Rue ise bir lise öğrencisidir. ikisinin karakterleri farklı olsa da çevrelerindeki uyuşturucu kullanımının normalize edilmesi ve ikisinin de bağımlılıklarının yardim alma gerektirme seviyesinde olması yönlerinde benzerlikler göstermektedirler.
Fakat bu iki dizi de karakterlerin oldukları durumu ve verdikleri kararları farklı sekillerde seyirciye göstermeyi seçmişlerdir. Bana gore bu seçimler de medyadaki uyuşturucu tasvirlerinin caydırıcı veya romantize edici yapan unsurların arasındaki çizgiyi göstermektedir. Euphoria’da gösterilenler, Feel Good’daki sahnelere karşın daha romantize edilmiş ve bu sebeple de izleyenleri daha çok olumsuz yönde etkilemiştir.
Işıklandırma, Çekimler ve Müzik
İki dizi de uyuşturucu kullanımın farklı ışıklandırma ve müzik tercihleri yaparak izleyenlere yansıtmayı seçmiştir. Yazının bu bölümünde özellikle uyuşturucu kullandıkları sahnelerdeki ışıklandırma, çekimler ve müzikler karşılaştırılacaktır.

Euphoria’da mor ışık kullanımı ile dizideki karakterlerin yaptıkları bir estetik ile bağdaştırılmıştır. Örnek olarak, ilk bölümde Jules ile beraber uyuşturucu kullandıkları sahnede euphoria ile birlikte ikonikleşmiş olan mor ışıkla beraber ikisinin de suratları sim içindeyken birbirlerine bakışları romantik ve estetik bir atmosfer yaratmaktadır. Çekimlerin sanatsallığı diziyi ileri taşırken aynı zamanda ikonikliğini ortaya çıkarmasına yardımcı olmaktadır, fakat aynı sebepten dolayı da dizideki konseptlerin romantize edilmesine yol açmaktadır. Gerek seks işçiliği, cinsel istismar, uyuşturucu kullanımı işleyen bu dizinin estetik görünme çabasında olması da teşvik edici olmasında rol oynamaktadır. Feel Good’da bundan farklı olarak ışıklandırma hiçbir estetik amaç gütmeden yapılmıştır, sahnelerin çoğunda (özellikle cidde sorunların bahsedildiği sahnelerde) ışıklandırma bir hastane odasını andıracak kadar aydınlıktır. Bu kadar düz ve gerçekçi bir ışıklandırma kullanılarak daha ciddi bir atmosfer yaratılabilmiştir. Örnek olarak, Feel Good’un 6. bölümünde Mae’in uyuşturucu kullandığı sahne izleyenlere adeta nefesini tutturmaktadır. Çekim tekniği, ışıklandırma ve müzik bir araya geldiğinde çok gerçekçi ve trajik bir sahne oluşturmuştur. Aydınlık ışıklandırma ile rahatsız edici ve sessiz bir sahne yaratılmıştır, bununla beraber çekim açısıyla Mae'i yakından göstererek seyirciyi karakterin yerine koymuştur.

İki dizide de benzer şekilde uyuşturucu kullanma istegi müzik seçimleri ile verilmiştir, Euphoria’da bu “Formula” şarkısıyla verilirken, Feel Good’da tiz ve rahatsız edici bir ses ayni amaçla kullanılmıştır.


Atmosfer ve Karakterler
Bir önceki kısımda bahsedilen unsurlar birleşerek dizilerin genel atmosferlerini oluşturmuştur. Euphoria, dizi başladığından beri trend olmaya başlayan makyaj stilleri ve karakterler tarafından giyilen kıyafetler ile anılmaktadır. Dizide yaşananlar ve uyusturucu kullanimini normalize etmekle beraber ışıklandırma ve müzik seçimleri ile romantize etmektedir. Feel Good’un bunun tersi olarak daha gerçekçi bir atmosferi vardır, önceden bahsedilmiş olan aydınlık ışıklandırma yöntemi ile çıplak bir şekilde tüm olanlar gösterilmektedir. Bu yönleri sebebiyle Feel Good’un daha çok gerçek hayatla bağlantılı bir havası vardır, Euphoria ise sadece bir fantezi olarak izleyenlere aktarılmaktadır.

Rue vs Mae
Karakterlere biraz daha derinden bakarak, ortak yönlerini ve bu ortak yönlerinin iki dizi tarafından farklı temsil edildikleri görülebilmektedir. İkisi de bağımlı, ikisi de birçok kez rehabilitasyona gitmiş ve hatta ikisi de rehabilitasyon sonrası grup terapilerini ciddiye almayan, birçok kez hata yapan ve bağımlılıkları sebebiyle etrafındakilerle toksik ilişkiler içerisinde bulunan karakterlerdir. İkisi de uyuşturucuya olan bağımlılıklarını hayatlarındaki bir romantik partnere aktarmışlardır, fakat bu toksiklik iki dizide tamamen farklı biçimlerde gösterilmiştir. Feel Good’da, Mae sevgilisini günün her saati arayıp işteyken bile yanına gelmeye çalışmasıyla rahatsız ederken seyircide bir rahatsızlık duygusu uyandırılmakta iken Euphoria’da Rue ve Jules’un ilişkisi sadece Jules’un ilişkilerinden bunalmış olduğunu seyirciye aktarmasıyla beraber sanki Rue’un hiçbir suçu yokmuş gibi gösterilmektedir.


Sonuç olarak, medyada ciddi konular söz konusu olduğunda hem iyi hem kötü tasvirler olabilir ve bunlar herkeste farklı bir etki yaratabilir bu nedenle de tam olarak neyin kötü ve neyin iyi olduğuna karar vermek imkansızdır. Ben sadece benzer temalı sevdiğim iki farklı diziyi karşılaştırmayı seçtim ve farklı tasvirlere odaklandım. Euphoria’yı ele alırsak, gerçekten uyuşturucuyla ilişkisini böyle tasvir etmesinde bence bir problem yok, fakat dizinin izleyenlerde uyuşturucu kullanımının romantize edildiği yerler kesinlikle var. Özellikle "drugs are kinda cool" gibi replikler, havalı çekim stilleri ve mor romantik ışıklandırma ile gösterilen bir estetik insanlara karakterlerin durumunu çekici bir hale getirmektedir.

Bu yüzden kontrast yaratmak üzere daha iyi ve gerçekçi bir temsil olduğunu düşündüğüm feel good dizisiyle karşılaştırmayı seçtim. Aralarındaki tema benzerliği olsa da iki dizi de bunları farklı biçimlerde ele alarak tamamen farklı konseptler ortaya çıkarmışlardır. Euphoria, bence ciddi konular ele alınırken ve özellikle daha genç bir izleyici kitlesiyle paylaşılırken düşünülmesi gereken bazı konseptleri es geçmektedir ve bu sebeple de bir problem teşkil etmektedir. Feel Good ise Euphoria’nın tam tasvir edemediği konseptleri izleyiciye gerçekliği bağlı bir şekilde vermiştir, bu sebeple de iyi bir tasvir olarak kabul edilebilir.


Deniz Koçak
This site was made on Tilda — a website builder that helps to create a website without any code
Create a website